Bir Kağıdın Hatırlattıkları

Bir Kağıdın Hatırlattıkları

Bu aralar hastayım, doğa ana tarafından kazıklandım, büyük kazık yedim. Bana, "madem bana kafa tutuyorsun, bilimum bitki çayı, bol uyku ve bir süreliğine boğaz ağrısı cezasına çarptırıldın" dedi. Benim için bir problem yok, kendimde yataktan kalkacak gücü bulduğum takdirde her şeyi çekmeye razıyım.

Bedenimde bol uykunun getirdiği bir uyuşukluk hissediyorum. Bunu sevmiyorum, çünkü vaktimin çoğunu geri yatıp yatmamak arasında düşünerek geçirmeme sebep oluyor. Algılarım açık olduğundan, karşımda olan her nesne bir şey hatırlatıyor. Çalışma masam hemen başucumda, kalabalık arasından bir A4 kağıdının bana baktığını hissediyorum. O kadar rengin arasında tatlı bir beyazlık. Hemen anılarım canlanıyor.

Çocukken annem ve babama sabah işe gitmeden önce görmeleri için çeşitli notlar bırakırdım. "Beni gitmeden uyandırın, sizi seviyorum, biraz para bırakabilir misiniz, anne işe gitmeden yumurta haşla, akşama ne yapıyoruz vs." Bu notlar, neredeyse her gün farklı bir formda mutfak masasının üzerinde belirirdi ve ben koca koca A4'leri bu notlar için harcardım.

Bir sabah uyandığımda, hazırladığım notlardan birinin başucumda olduğunu görmüştüm. Babam bırakmış:

"Oğlum, bu notları yazdığın kağıtlar milli servet, israf etmeden önce iki kere düşün!"

Benim annem ve babam devlet memuru. Dolayısıyla yılların getirdiği bir devlet terbiyesi var. Çok utanmıştım, o günden beri ne zaman A4 kağıdı görsem aklıma babamın bu notu gelir. Çok büyük adam.