
Yeni teknolojilerin haber olgusuna kazandırdığı hız Antik çağın haberci tanrısı Hermes ile boy ölçüşecek güçteydi. Kanatlı ayakkabıları ve başlığıyla tanınan Hermes, yeraltı ile yerüstü arasındaki haberleşmeyi sağlayan, güzel ve inandırıcı konuşan, Zeus'un gönderdiği uyku ve rüyaları insanlara ileten ama aynı zamanda sürülerin, hile ve hırsızların da tanrısı olarak kabul edilirdi.
Yeni dünyanın haberci tanrısı ise internet oldu. Dünya tarihinde toplumların en hızlı benimsediği teknoloji arasında yer alan internet, 1990'lardan itibaren dünyaya adeta çağ atlattı. Gazetecilik mesleği açısından bakıldığında ise meslek pratiklerinin değişmesine neden oldu. İnternet sayesinde haber metinleri ve diğer multimedya içerikleri birkaç dakika içerisinde hızlı ve zahmetsiz bir şekilde dolaşıma sokulabiliyor. Bunun da ötesinde okuyucularla etkileşime girmek artık mümkün.
İnternetin gazetecilik mesleğine etkisi ayrı bir makale veya tez konusu. Ben bu blogda daha spesifik bir konuya değineceğim. Büyük gazetelerin geçtiğimiz hafta Google'a karşı kazandığı küçük zaferi anlatmak istiyorum.
Çok Tartışılan Politika Değişikliği
Google'ın on yıllardır süregelen bir haber politikası vardı. Kullanıcıların her haber arayışında abonelik ücretleriyle karşılaşmaması için büyük haber kuruluşlarına en az 3 ücretsiz haber yayınını şart koşuyordu. Büyük haber merkezleri (News Corp vs.) bu durumdan fazlasıyla rahatsızdı. İçeriklerini ücretsiz yayınlamak istemeyen bu kuruluşlar Google'ın bu tartışmalı politikasını sürekli eleştiriyordu. Konuyla ilgili geçtiğimiz hafta açıklama yapan Google, çok tartışılan bu haber politikasını nihayet değiştirdi.
Dünya çapında bilinirliği olan gazeteler bir süredir abonelik sistemini kullanıyorlar. Yayınlanan haber içeriklerini okuyucularına belli bir ücret karşılığında okutan gazeteler uzun süredir Google ile bu konuda sık sık karşı karşıya geliyorlardı. Medya şirketlerinin elinde bulunan gazeteleri arama motorunda göstermemekle korkutan Google, hepsinden ücretsiz haber servisi yapmalarını bekliyordu. Kazançlarının çok düştüğünden şikayet eden ve okuyucularından her fırsatta yardım bekleyen gazeteler ise buna karşıydı. Görünüşe göre bu savaşı gazeteler kazandı.
Google'ın değişen haber politikası ile gazetelere istedikleri kadar ücretsiz makale yayınlama hakkı verildi. Oluşturulan bu yeni model, gazetelerin hem aboneliklerini artırmasına hem de istedikleri içerikleri ücretsiz yayınlamalarına imkan sağlayacak. Başka bir perspektiften değerlendirecek olursak, gazeteler bundan böyle büyük balığın sert politikalarından kurtulmuş olacaklar.
Konuyla ilgili açıklama yapan Google News Başkan Yardımcısı Richard Gingras, "Gazetecilik önemli konularda doğru ve zamanında bilgi sağlıyor, önemli konulardaki anlayışımızı şekillendiriyor ve gerçeği araştırmak için bizi daha fazla öğrenmeye itiyor. İnsanlar yüksek kaliteli içerik aramak için Google'a geliyorlar ve bizim de işimiz onları bulmalarına yardımcı olmak. Bazen bu içerik bir ödeme duvarının arkasında kalıyor. Biz bu sorunları çözmek istiyoruz. Haber yayıncılarıyla abonelik sistemlerini nasıl destekleyeceğimiz hakkında konuşuyoruz" dedi.
Yenilenen politikasıyla Google, gazetelerin aboneliklerini ve gelirlerini artırmasına yardımcı olacak. Üstelik kitleyi artırmaya yönelik ürün ve hizmetler de geliştirecek. Gazetelerle arasındaki karmaşık ilişki daha şeffaf bir hal alacak. Ancak bir husus hiç değişmeyecek:
Gazeteler, içeriklerini yaymak ve dijital hayata geçişte yeni okuyucular kazanmak için arama motorlarına muhtaç olmaya devam edecek.
Son cümlemden bağımsız olarak söylüyorum; teknoloji devlerinin hakim olduğu bir dünyada ben bu politika değişikliğini gazeteler için bir zafer olarak değerlendiriyorum. News Media Alliance kuruluşu Google ile yaşadığı süreci iyi yönetiyor. En azından abonelik sistemi ve gelir artırma modellerini ayakta tutmayı başarıyorlar.
Buradan Hollanda Gazetecilik Fonu'nun "Haber Nedir: Gazeteciliğin Geleceği İle İlgili Senaryolar" başlıklı araştırmasına da atıfta bulunmak gerekiyor. Bu araştırma, gazeteciliğin geleceğinde 4 olası senaryo öngörüyor. Bunlardan biri de A Handful of Apples, yani Bir Avuç Elma. Bu senaryoya göre, 2025 yılına kadar Facebook, Twitter, Google gibi devler ürettikleri bedava ve kaliteli içerik sayesinde haber okurlarını kendilerine bağımlı hale getirecekler. Yani milyarlarca okuyucuya bir avuç şirket hakim olacak.
Korkunç mu olur iyi mi olur bu başka bir tartışmanın konusu. Dünyada günümüz tartışmaları daha çok "fake news" sorununa odaklanıyor. Bunun önüne geçmek için çaba harcanmasını kendi adıma doğru buluyorum. Ancak Türkiye'deki medya tekelleri ve içerik yayıncıları daha fazla tık peşinde koşmaktan asıl sorunları görmezden geliyorlar. Mesleğin kaliteli içerik sorunu açıkça görmezden geliniyor. Sadece bir grubun kazanımlarıyla tüm dünyada bir gelecek inşa edilemez. Küreselleşen şirketler bir şekilde ayakta kalır, peki ya siz? Türkiye'de sadık okuyucu kitlesi bile neredeyse kalmadı. Enformasyonu almanın binbir çeşit yolu var.
Bence, kaliteli içerik üreten her devirde kazanır. Çünkü kullanıcı davranışlarını etkileyen algoritmalar bunu istiyor ve patronlardan daha akıllılar.
DİPNOT: Bu yayın, Değişen Dünyada Gazetecilik kitabında yer alan "Değişen Dünyada Gazetecilik: Yeni Eğilimler" başlıklı makalenin yarattığı beyin fırtınası sonucu oluşturulmuştur.